logo

İletişim Bilgilerimiz

Blog ve Haber

Sosyalleşme Ve İnsan Üzerindeki Etkileri

Sosyalleşmenin Temeli

Çoğu insanın büyürken sahip olduğu büyük etki okuldur. Sosyal becerilerimizi eğlenceli ve eğitici bir ortamda öğreniyoruz, böylece diğer çocuklarla etkileşim kurmaya çalışmamızı sağlıyoruz. Öğretmenlerimiz okulda başkalarına karşı sosyal olarak kabul edilemez davranışlarımızı düzeltirken velilerimiz okul dışında davranışlarımızı düzeltir. Sosyalleşme öğrenmemiz, ortamdan bağımsız olarak - evde, evimizin dışında veya dijital bir ortamda - sabittir.

Hatalarımızdan ders almak, başkalarıyla olan etkileşimlerimizi gözden geçirmek ve eylemlerimizin sonuçlarına katlanmak hayatın bir parçasıdır ve sosyalleşme bunu ele almayı kolaylaştırır. İhtiyacın olduğunda arkanı kollayan arkadaşlara sahip olmak, sende göremediğin bir şeyi görebildikleri için seni ileriye itecek birine sahip olmak. Büyük bir binanın yıkılmaması için iyi bir temele ihtiyacınız var. Sosyalleşme, bir gün kendi “binanıza” dönüşmek için ihtiyaç duyduğunuz temelin bir parçasıdır. Sosyal beceriler tüm alanlarda önemlidir ve onları kullandıkça gelişmeye devam eden bir şeydir.

Sosyalleşmenin Faydaları

İçine kapanık biri olarak insanlarla iletişim kurmayı sevmiyorum, sanki onlarla ne kadar çok etkileşime girersem o kadar yoruluyorum. Sadece kişiyi yeterince iyi tanıdığımda, onlarla etkileşime girerken daha az yorgun hissediyorum. Şaşırtıcı bir şekilde, başkalarıyla sosyalleşmek kişinin zihinsel sağlığına yardımcı olur. Biriyle konuşmak, endişelerinizi unutturacak ve sohbetten sonra daha sakin ve sakin olmanızı sağlayacak keyifli bir deneyim olabilir. Sosyal etkileşimlerin iyi bir etkiye sahip olmaları için gerçek olması gerekir.

O yüzden kendin ol ve başkalarının senin hakkında ne düşündüğünü umursama. Takılabileceğin insanları bul ve sahip olduğun arkadaşlık konusunda kafanı kaybetmediğinden emin ol. İnsanlar gelir ve gider; sosyal yaşam, çevrenizi tanımanın ve içinde nasıl davranacağınızı öğrenmenin karışımıdır. Benim tavsiyem, konfor alanınızın çok dışında kalan yerleri aramamanız; bir balık göletten okyanusa göç ederken bile suya ihtiyaç duyar, bu nedenle uyum sağlamak için sizi çevrenize bağlayacak bir şeye ihtiyacınız vardır. Basitçe söylemek gerekirse: sosyalleşme, yaşamınızda size büyük ölçüde yardımcı olacaktır - kelimenin tam anlamıyla, mecazi olarak ve zihinsel olarak.

İnsanoğlu öğrenerek gelişiyor

İnsanın iki ayak üzerine yürümesi dahi sosyalleşme ve öğrenmenin bir sonucu olarak gelişiyor. İnsanoğlu öğrenerek gelişiyor. Bu da nörobilimde kanıtlandı. Mesela doğan farelerin bir kısmının gözü hemen kapatılıyor. Gözleri üç ay sonra, altı ay sonra açılıyor. Altı aydan önce gözleri açılan fareler görmeyi öğreniyorlar ama altı aydan sonra gözleri açılan fareler artık görmüyor. Işık uyarısı almayınca beyindeki görme alanları köreliyor ve bir daha gelişmiyor. Bu örnekte olduğu gibi sosyalleşme de böyledir.

Bağımlılık bağlanma bozukluğundan kaynaklanıyor

Hayvanların sosyalleşmesinde genetik kodlar bulunuyor. Hayvanlar üzerinde yapılmış bir bağımlılık deneyi sosyalleşmenin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Fareler kokain bağımlısı yapılıyor ve bir pedala basınca içinde uyuşturucu madde bulunan suyu içiyor. Ölünceye kadar içiyor ve hayvan ölüyor. Bir başka fare kokain bağımlısı olmuşken alınıyor ve kendi sosyal çevresine konuluyor. Hayvan bağımlılığı bırakıyor ve normalleşiyor. Buradan hareketle bağımlılığın aslında bir bağlanma bozukluğu olduğu anlaşılıyor. Sosyal çevreye bağlanan ve sağlıklı sosyal ilişki kuran insanlar madde bağımlılığına ihtiyaç hissetmiyor.

Küresel bir bağımlılık salgını var

Bağımlılığın arka planında da ciddi bir patolojik sosyalleşme bulunuyor. Yalnızlık ve mutsuzluk var. Bu nedenle şu anda küresel bir bağımlılık salgını var. Özellikle ABD’de ve Kuzey Avrupa ülkelerinde çok yaygın. Bağımlılık pandemisinden bahsediliyor. Bunun arka planında ise sosyal normların değişmesi var. İnsanın sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmesi için toplumdaki sosyal normlar çok önemlidir. Toplumu toplum yapan sosyal normlardır.

Davranış sınırlarını sosyal normlar belirliyor

Toplum hayatında hukuki, vicdani ve sosyal olmak üzere üç önemli norm bulunuyor. Hukuki normlar, yazılı metinler olarak bulunan kanunlardır, Anayasadır. Burada kişinin davranış sınırları belirlenmiştir. İnsandaki davranış sınırlarını ise sosyal normlar belirliyor. Pijamayla sokağa çıksan herkes güler. Bu bir sosyal normdur. Okula plaj kıyafetiyle gidersen sosyal normlara uymamış olursun. Bu sosyal normlara uyabilen insan beceri kazanıyor ve uyum sağlıyor. Bir de vicdani normlar vardır. Kişinin gizli kötülük yapmaması, başkasının hakkına riayet etmesi, yalan söylememesi, kendi bireysel sınırlarını çizebilmesi ahlaki normlardır. Buna vicdani normlar da deniyor.

Sağlıklı aile ortamında sağlıklı sosyalleşme oluyor

Sosyalleşme öncelikle güvenli bir alanda gerçekleşiyor, bu ortam da ailedir. Aile sağlıklı olduğu zaman çocuk da sağlıklı bir biçimde sosyalleşiyor.Rusya- Ukrayna savaşında aile bağlarının önemi bir kez daha anlaşıldı.  Aile bağları olanlar çok daha birbirlerine destek oluyorlar. Aile bağı olmayanlar ise daha zor durum yaşadıkları görülüyor. Bu kriz durumlarında aile bağlarının önemi daha çok anlaşılıyor. Onun için aile çok önemlidir. Savaşla ilgili haberlerde gözlemlenebiliyor: Savaş anındaki bir çocuğun annesine sarılması, babasına sarılması bunlar insanın gelişiminde çok önemlidir. Aile bağları çok önemlidir. Aile bağlarını zayıflatan bir toplum aslında geleceğini mahveder. Onun için sosyalleşmenin ilk verimli alanı ailedir. Sıcak bir aile ortamıdır.

Çocuk sosyalleşmeyi yaşantılarla öğreniyor

Sıcak bir aile ortamı olan yerde çocuklar sosyalleşmeyi yaşantılarla ve hikayelerle öğreniyor. Çocuk problem çözme yöntemlerini göre göre öğreniyor. Bir kriz oluyor, aile bir problem çözüyor, orada çocuk öğreniyor. Ailenin problem çözme stiline bakılıyor. Mesela aile fertleri stresli durumu nasıl yönetiyor, çocuk bunu yaşayarak sosyalleşmeyi öğreniyor. Diğeri iletişim stili. İnsanlarla nasıl iletişim kuracağıyla ilgili stili de ailede öğreniyor. Biz ruh sağlığı profesyonellerinin testlerle ölçtüğümüz sosyalleşmeyle ilgili alanlar vardır. Mesela bu kişi sosyal ilişkilere yatırım yapıyor mu? Yani bunun için bedel ve emek harcıyor mu? Harcıyorsa o kişinin ruh sağlığı açısından olumlu bir katkıdır veya kişi kolektif düşünceye 

 

 

Sosyal Olmak Ne Demek?

“Sosyal olmak” aslında sosyal iletişime ihtiyaç duymak, çevremizle iletişim kurmak ve kurmayı istemek demek. Hiçbir insan sosyal etkileşime tamamen karşı değildir, bazılarının daha az olsa da herkesin başka insanlarla etkileşime ihtiyacı vardır.

"Sosyal insan ne demek?" sorusunu farklı kişilik tipleri açısından da irdeleyebiliriz. Eğer içe dönük bir insansanız bile, bir süre sosyal çevrenizden uzak kaldığınızda kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Yalnızlığı tercih etmiş olsanız, bilinçli olarak kabuğunuza çekilseniz bile bu geçerli olabilir. Bu karar size ait olmasına rağmen eksiklik hissetmek ise değişik gelebilir.

Bunun yanında eğer sosyal ilişkiler kurmakta zorlanan biriyseniz, siz tam olarak anlamlandıramasanız da bu durum sizi aslında rahatsız ediyor olabilir. İnsanlarla etkileşime girememek, bir şekilde sohbetten uzak kalmak, yeteri kadar yakın ilişkiler kuramamak yaşamınızın üzerinde hafif gri ama yine de fark yaratan bir bulut oluşmasına neden olabilir.

Peki, bizim için sosyalleşmenin önemi tam olarak ne?

Sosyalleşme İhtiyaç mıdır? Öyleyse Neden?

İnsanlar, sosyal grupların içerisine doğarlar ve tüm hayatlarını toplumun bir parçası olarak geçirirler. Bu, homo sapiens türünün ilk zamanlarından beri geçerli olan bir durum.

Sosyalleşmenin Evrimsel Kökenleri

Araştırmalar; primat atalarımızın bir arada kalması, topluluk halinde yaşaması ve birbirine yardımcı olmasının türümüzün ilerlemesine katkı sağladığını gösteriyor. Yani sosyalleşmek hayatta kalmaya yardımcı oluyor.

Araştırmacılar ayrıca insanların doğuştan şefkatli varlıklar olduğunu; şefkat, empati ve paylaşma kapasitesinin eş seçiminde göz önüne alındığını gösteriyor. Buna göre bu özellikleri olan kişiler soyunu sürdürebildiği için bugün insanların çoğunda da bu nitelikler görülüyor olabilir.

Kısacası, sosyalleşmek istiyoruz çünkü öyle evrimleşmişiz.

Bunların yanında sosyalleşmek “insan olarak” işlev görmemizi mümkün kılar. Sosyalleşme bizi insan yapan faktörlerden biridir. Sosyal bir ortamda büyümek; iletişim kurma, duygularımızı ifade edebilme, farklı koşullara uyum sağlayabilme gibi hayatımızı kolaylaştıran ve iyileştiren beceriler geliştirmemize yardımcı olur. Kim olduğumuzu belirleyen, bizi biz yapan en önemli bileşenlerdendir.

Sosyal Olmanın Faydaları Nelerdir?

Sosyal etkileşim; kendimizi yavaş yavaş başkalarının gözünden görmemizi, kim olduğumuzu ve dünyaya nasıl uyum sağlayabileceğimizi gösteren bilişsel beceriler katar ve benlik algımızı şekillendirir. Bunun yanında isanın en temel ihtiyaçlarından biri olan sosyalleşme, birçok açıdan psikolojik iyi oluşumuzu, yaşamdan aldığımız hazzı da etkiler.

1. Sosyalleşmek, Daha Mutlu ve Uzun Bir Yaşam Sunabilir

Arkadaşlar veya aile üyeleri ile yakın sosyal bağların keyfini çıkarmak bizi mutlu edebilir ve uzun vadede genel yaşam memnuniyetimizi iyileştirebilir.

Birçok uzman sosyalleşmenin kaygı ve depresif duyguları azalttığını bu sayede de mental sağlığı güçlendirdiğini savunuyor. Özellikle yüz yüze görüşmenin dopamin ve serotonin gibi ruh halini iyileştiren nörotransmitterlerin salgılanmasını desteklediğini dile getiriyor.

Bu bileşenlerin ayrıca stres tepkisini yönetme konusunda da önemli bir rol oynadığı düşünülüyor. Buna bağlı olarak da sosyalleşmenin yoğun stresin yaratabileceği olumsuz etkilerden uzaklaşmaya yardımcı olabileceğini söyleyebiliriz.

Ayrıca birileriyle konuşmak, duygu ve düşünceleri paylaşmak en etkili öz düzenleme yöntemlerinden biridir. Kendinizi kötü hissettiğinizde bir dost sesi duymak sizi rahatlatır ve olumsuz duygulardan uzaklaşmanıza yardımcı olur.

Yapılan birçok araştırma, süper yaşlıların (bellek ve diğer bilişsel beceri performansları orta yaşlardaki yetişkinlerle kıyaslanabilir düzeyde yüksek olan bireyler) sırlarından birinin de aktif bir sosyal yaşam sürdürmek olduğunu gösteriyor. Bir topluluk içerisinde yaşayan ve birbirini her anlamda destekleyen bireyler; daha uzun süre, daha mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebiliyorlar.

2. Sosyalleşmek, Beyin Gelişimini Destekler

Viktor’un hikayesinde de gördüğünüz gibi, sosyalleşmek bilişsel gelişim açısından da çok önemli. Başka insanlarla düzenli iletişimde olmak beyin kapasitemizi artırıyor.

Birçok uzmana göre sosyal temas, hafızayı destekliyor ve bilişsel beceriler kazanmaya yardımcı oluyor.

Zihinsel esneklik kazanan beyin bu sayede alzheimer, Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklardan korunabiliyor.

2.249 Kaliforniyalı kadın ile yapılan bir çalışmada araştırmacılar dört yıl boyunca kadınlarla görüşerek, sosyal ağlarının boyutu ve yakınlığı hakkında veri toplamışlar. Sonuçlara göre daha geniş sosyal ağlara sahip kadınların, daha küçük sosyal ağlara sahip kadınlara göre bunama geliştirme olasılığının yüzde 26 daha az olduğunu göstermiş. Arkadaşları ve aileleriyle günlük temasta bulunan kadınlarda demans riskini neredeyse yarı yarıya azaldığı görülmüş.

3. Sosyalleşmek, Daha İyi Bir İnsan Olmak Konusunda Teşvik Sağlayabilir

Sosyal çevre, kimliğin belirlenmesinde birçok açıdan rol oynar. Başka insanlarla etkileşimde olmak daha anlayışlı, düşünceli ve paylaşmaya açık biri olmaya katkı sağlayabilir.

Bunun yanında sosyalleşme iyi alışkanlıklar geliştirmeye de destek olabilir. Örneğin, bazı aktiviteleri grup olarak yapmak çok daha eğlencelidir. Tek başınıza yürüyüş yapmak istemezseniz, bir grup arkadaşınızla doğada keyifli bir rotada yürümeye daha gönüllü olabilirsiniz.

Sanat derslerine katılmak, düzenli egzersiz yapmak, ilgi alanlarına uygun bir hobi edinmek ise öz düzenleme becerileri geliştirmeye yardımcı olur ve genel anlamda da mental sağlığı destekler.

Bizi Takip Edin: Instagram Facebook LinkedIn Twitter

Merhaba, ben Alle Bot!
,

Merhaba Sorularını Yanıtlayabilirim!