
Uyku Apnesi Nedir?
Uyku apnesi , uyku sırasında solunumun geçici olarak durmasıyla karakterize edilen bir rahatsızlıktır ve günümüzde en sık karşılaşılan uyku hastalıklarından biridir. Uyku sırasında solunumun birkaç saniye boyunca durması, kandaki oksijen seviyesinin düşmesine neden olur. Bu durum, beynin vücudu uyandırarak solunum fonksiyonlarını tekrar devreye sokmasıyla sonuçlanır. Uyku apnesi yaşayan kişiler, gece boyunca defalarca uyanır ve bu uyanmaların çoğunu sabah hatırlamazlar. Ancak, bu uykusuzluk ve bölünmeler, kişinin ertesi gün yorgun ve halsiz hissetmesine neden olabilir.
Uyku apnesi sendromu, uyku esnasında yaşanan solunum duraklamaları nedeniyle vücudun yeterince dinlenememesine yol açar. Bu da kişilerin, yeterli süre uyuduklarını düşünseler bile, sabahları yorgun kalkmasına ve gün içinde halsizlik hissetmesine neden olabilir. Özellikle sık sık uyanan, gün içinde uykusu gelen veya dikkat eksikliği yaşayan kişilerde uyku apnesi şüphesi göz önünde bulundurulmalıdır. Uyku apnesi sendromu, uzun dönemde tedavi edilmediği takdirde daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve mutlaka bir uzmana başvurulması gereken bir durumdur.
Uyku Apnesi Neden Olur?
Uyku apnesi, genellikle üst solunum yollarındaki tıkanıklıklar veya beyinden gelen sinyallerin kesintiye uğraması nedeniyle ortaya çıkar. Bu rahatsızlık, üç ana tipte incelenir: santral (merkezi), obstrüktif (tıkayıcı) ve karma tip. Santral uyku apnesi, beyinden gelen solunum komutlarının yetersiz olması sonucunda solunumun geçici olarak durduğu bir durumdur. Beyin, nefes al komutunu vermediği için solunum kesintiye uğrar. Bu tip uyku apnesi daha nadir görülür ve genellikle nörolojik bir soruna işaret eder.
Obstrüktif uyku apnesi ise en yaygın görülen tiptir ve solunum yollarındaki fiziksel tıkanıklıklar nedeniyle solunum durur. Üst solunum yolunun daralması, büyümüş bademcikler, yumuşak damak sarkması, aşırı kilo veya burun yapısındaki bozukluklar gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Erkeklerde daha sık görülen bu tip apne, kadınlarda ise özellikle menopoz döneminde hormonal değişikliklere bağlı olarak kendini gösterebilir. Kilo, anatomik farklılıklar ve hormonal faktörler, hava yollarının daralmasına ve tekrarlayan solunum kesintilerine yol açar.
Uyku apnesi, yüksek sesle horlama, aşırı kilo, yüksek tansiyon ve solunum yollarında yapısal bozukluklar gibi faktörlerle ilişkilidir. Bu durum, uyku sırasında solunumun durmasıyla kanda oksijen seviyesinin düşmesine ve karbondioksit seviyesinin yükselmesine neden olur. Burnun ve boğazın daralmasına yol açan tüm solunum hastalıkları, uyku apnesine katkıda bulunabilir. Bu yüzden özellikle aşırı kilolu bireylerde, solunum yolu bozukluğu olanlarda ve yüksek tansiyona sahip kişilerde uyku apnesi riski daha yüksektir.
Uyku apnesi nedenleri şu şekilde açıklanabilir:
Fazla kilo ve obezite,
Bademcik ve geniz etinin büyümesi,
Alt çenenin geride olması,
Sigara ve alkol kullanımı,
Yumuşak damak ve dil kaslarının gevşekliği,
Uyku pozisyonu (sırtüstü yatma),
Uyku Apnesinin Tedavisi Var Mı? Nasıl Tedavi Edilir?
Uyku apnesi kesin ve etkili bir şekilde tedavi olur. Dünyada en yaygın kullanılan uyku apne tedavisi “Kesintisiz Pozitif Nazal Basınç (CPAP)” tedavisidir. Bu uyku apnesi cihazı, uykuda başucuna konulan küçük bir cihaz ile burun yoluyla yansıtılan çok hassas pozitif basınç oluşturulur. Hasta yatarken CPAP maskesi takar ve uyku apnesi cihazından gelen pozitif basınç, sanki bir hava yastığı yerleştirilmiş gibi hava yollarının ve gırtlağın uykuda sürekli açık kalmasını sağlar ve apne ve horlamaları ortadan kaldırır. CPAP maskesi veya halk arasındaki adıyla uyku apnesi maskesi kişiye özel olmalıdır, etkili tedavi için en uygun model seçilmelidir.
Bu tedavide ilaç kullanılmaz ve cerrahi işlem yapılmaz. Düzelmenin etkileri, tedaviden hemen sonra, ertesi günü görülür. Horlamalar kesilir, uykuluk hali düzelir, kendinizi dinç ve yeniden doğmuş gibi hissedersiniz.
Kilo verme ile bazen hastanın yakınmaları hafiflese de çoğunlukla kesin çözüm değildir. Hastaların metabolizmalarında oluşan bozukluklar sonucunda kilo vermeleri ve verilen kiloyu korumaları zorlaşır. Hava yolunu açmak için geçirilen operasyonlar solunum düzensizliğini bir miktar ortadan kaldırabilse de her zaman fayda sağlayamayabilir.
Cerrahi tedavi ancak küçük bir grup hastada tavsiye edilir. Özellikle yüz-çene bozukluğu ve anormal boğaz yapısı olan hastalar dikkatte seçilmelidir. Çünkü operasyondan bir süre sonra hastalık tekrarlayabilir. Yapılan cerrahi girişimler sonrasında horlamanın kaybolması hastalığın geçtiği anlamına gelmeyebilir.
Solunum yoluna pozitif basınçla hava verilme tedavisi günümüzde uyku apne sendromunun en etkili ve tavsiye edilen tedavi yöntemleri arasındadır. Bu tedavi, buruna bir maske takılarak, hastanın uykuda sağlayamadığı hava yolu açıklığının belli basınçta hava vererek sağlanmasıdır. Gerekli görülen hastada uygun basıncın bulunabilmesi için basınç ayar gecesi yatışı yapılır. Basınç ayarı yapılıp, solunum bozukluğu düzelen hasta dinlendirici bir uyku uyur. Birçok kişi uykuda maske kullanma konusunda önyargılıdır. Ancak bir gece bile kullandıktan sonra vazgeçemeyeceği cihaz haline gelir.